TUBA İNAL
Heykeltıraş / Sculptor
Türkiye'de Heykel Sanatının usta isimlerinden Tuba İnal röportaj konuğum oldu. 1959 yılında İstanbul'da doğan İnal, 1982'de Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu, Seramik Bölümünü bitirdi. Çalışmalarını İstanbul'da sürdüren sanatçı ile sergisini açtığı Kare Sanat Galerisi'nde keyifli bir sohbet yaptık. Sorduğumuz tüm sorulara açıkyürekliliği ile samimi cevaplar verdi. Aynı zamanda bir doğa aşığı olan Tuba İnal'a bize ayırdığı zaman için teşekkür ediyorum.
A.A. : Siz sanat çevrelerinde tanınan bir insansınız. Fakat sizi tanımayan insanlara kendinizi biraz tanıtmanızı istesek neler söylersiniz ?
T.İ. : Ben kendimi anlatamam tanımak isteyenlerin işlerimi görmesini isterim.
A.A. : İnsanlara mesleğinizi nasıl tanımlıyorsunuz ? Heykel Sanatçısı, Heykeltıraş, Seramik Sanatçısı.. vs.
T.İ. : Heykeltıraş denmesini yeğlerim. Sanatçı olmak uzun soluklu zor bir yol Türkiye'de sanatçı olmak zor anlaşılıyor. Bir sanatçı olabilceksem bunu zaman gösterecek ve bazı değerler yerine oturduğunda bilenler söyleyecektir.
A.A. : Çalışmalarınızda daha çok hangi malzemeleri kullanıyorsunuz ?
T.İ. : Çalışmalarımda mermer ve bronz tercih ediyorum. Ama mermer en çok sevdiğim malzeme, işimin ortaya çıkışında arada başkaları olmadan ben ve taş başbaşa kalabiliyoruz. Çoğaltma olanağı yok. Aynısını çok istesem de tekrarlayamam. Her vuruş sadece o an ki vuruş oluyor. Aynı anı tekrarlamak mümkün değil. Yaşamın kendisi gibi yaşanıyor ve bitiyor.
A.A. : Heykel dışında farklı uğraşılarınız var mı ? Mesela spor yapıyorsunuz ?
T.İ. : Uzun senelerdir şehir hayatından bilinçli bir şekilde uzak kalmaya çalışıyorum. Hem yaşadığım ortam hem de yaptığım iş sebebi ile sanki spor yapıyor gibiyim. Taş yontmak ağır bir iş.
A.A. : Eserlerinizde genelde ince ve uzun kadın figürleri kullanıyorsunuz. Neden?
T.İ. : İnce uzun kadın figürleri kullanıyorum ama ben tamamen kadın ile ilgili işler yaptığım şekilde anılmaktan rahatsızım. Ben insani duygularla ilgiliyim. Sadece kadın değil duyguların kadın erkek ayrımı yapmadığını düşünüyorum. Ben kendi bedenimi tanıdığım ve duygularımın bedenimdeki yansımalarını en iyi bildiğim için kadın bedeni kullanıyorum. Şu andaki sergimin adı da Figürler ve Sayfalar, ben kadın değil figür diyorum.
A.A. : Eserlerinizi şu ana kadar nerelerde sergilediniz ?
T.İ. : Bu onbeşinci sergim. Kırka yakın karma sergim oldu. Çeşitli kurum ve kuruluşlarda büyük boyutlu heykellerim var.
A.A. : Kullandığınız malzemenin özelliği yüzünden Atölye sorunları yaşıyor musunuz ?
T.İ. : Atölye ciddi bir sorun. Bir heykeltıraşın kendi olanakları ile mükemmel bir atölyesi olması bizim ülkemizde biraz zor. Ben her türlü şartı zorlayarak mermer çalışıyorum. Bu güne kadar en rahat çalıştığım çok sevdiğim atölyem şu günlerde herkesin Çubuklu Hayal Kahvesi olarak bildiği yer. Yaklaşık dört sene benim atölyem oldu. Beykoz belediyesi ve Şevket Arıkan yardımları ile bana geçici olarak verildi. 80'li yılların sonuydu. O yıllarda boş halka kapalı bir bölgeydi. Benim için güzel ve verimli günlerdi. Daha sonra tarihi Pangaltı Hamamında çalışıp bir sergi hazırladım. Kapanalı 20 seneye yakın bir zaman olmuştu. Metruk, terk edilmiş bir hamam... Şimdi yerinde gökdelen yükselmekte. Kontrolüm dışında güzel ama ürpertici bir mekandı.
A.A. : Mesleğinizde kadın olmanın zorlukları var mı? Varsa neler ? Veya mesleğinizde kadın olmanın avantajlı yanları var mı ?
T.İ. : Mesleğimde kadın olmanın zorlukları elbette var. Girip çıktığım ortamlar ve büyük güç gerektiren taş yontuculuğu zorlukların başlıcaları. Avantajı yok. Sadece merak ediliyor. Garip sorular soruluyor, bunlara da alıştım.
A.A. : Dünyadaki diğer ülkeler ile karşılaştırırsak Türkiye'de yapılan Heykel Sanatı çalışmaları için neler söyleyebilirsiniz ?
T.İ. : Dünyanın bilinen en eski heykel atölyesi YESEMEK'de. Heykeli seven ve iyi bilen bir ırk olduğumuzu düşünüyorum. Çok değerli Heykeltıraşlarımız ama Türkiye'nin de çok büyük problemleri de var. Hala bir çağdaş sanatlar müzemiz yok. Ben Türkiye'de de dünyanın her yerinde olduğu gibi iyi heykeller görmeyi istiyorum. Bu bir Heykeltıraşın tek başına yapabileceği bir iş değil. Hep birlikte çalışarak, destek olarak hakettiği yere geleceğinden şüphem yok.
A.A. : Bu kelimeler size ne ifade ediyor ? Tek kelimeyle açıklar mısınız ?
T.İ. : HEYKEL : Heykeltıraşım ve işim heykel
MERMER : En sevdiğim malzeme
SANAT : Gerekli ve çok önemli
BAŞARI : Mutluluk verici bir şey
KORKU:Göreceli
ATÖLYE: En sevdiğim mekan
KEYİF: Atölyede olmak
TEKNOLOJİ : Gerekli bana uzak
MÜZİK : Yaşamımda çok önemli
POPSTAR : Komik
FUTBOL : Galatasaray
A.A. : Önümüzde gerçekleştirmek istediğiniz bir sergi hayali var mı ?
T.İ. : Yeniden tamamı mermer olan bir sergi hayalim var.
Aykut ALTINDAĞ